ABC-26


The last that ever
she saw him
Onu son gördüğü zaman
Carried away by
a moonlight shadow
Kendini kaybetmişti, bir ayışığı gölgesinden ötürü
He passed on worried
and warning
Uyarı verirken ve endişeli
bir şekilde öldü
Carried away by a moonlight shadow
Kendini kaybetmiş, bir ayışığı gölgesinden ötürü
Lost in a river last
saturday night
O cumartesi gecesi bir
ırmakta kayboldu
Far away on the other side
Çok uzakta, öteki tarafta
He was caught in the middle of a desperate fight
Ümitsiz bir kavganın
ortasında kalmıştı
And she couldn't find
how to push through
Ve nasıl yarıp geçeceğini bulamadı
The trees that whisper
in the evening
Akşamın içinde fısıldayan ağaçlar
Carried away by a
moonlight shadow
Kendini kaybetmişti, bir ayışığı gölgesinden ötürü
Sing a song of
sorrow and grieving
Keder ve matemden bir şarkı söyle
Carried away by
a moonlight shadow
Kendini kaybetmiş, bir ayışığı gölgesinden ötürü
All she saw was a
silhouette of a gun
Tek gördüğü bir
silah silüetiydi
Far away on the other side
Çok uzakta, öteki tarafta
He was shot six times
by a man on the run
Kaçak bir adam tarafından
altı defa vuruldu
And she couldn't find
how to push through
Ve nasıl yarıp geçeceğini bulamadı
I stay
Ben kalıyorum
I pray
Dua ediyorum
See you in heaven far away Seninle cennette, çok uzakta görüşürüz
I stay
Ben kalıyorum
I pray
Dua ediyorum
See you in heaven one day
Seninle bir gün cennette buluşuruz
4 AM in the morning
Sabahın dördünde
Carried away by
a moonlight shadow
Kendini kaybetmişti, bir ayışığı gölgesinden ötürü
I watched your vision forming Görünüşünü izledim
Carried away by a
moonlight shadow
Kendini kaybetmişti,
bir ayışığı gölgesinden ötürü
Stars move slowly
in a silvery night
Yıldızlar gümüşi gecede
yavaşça hareket eder
Far away on the other side
Çok uzakta, öteki tarafta
Will you come to talk
to me this night?
Bu gece benimle konuşmaya gelecek misin?
But she couldn't find how to push through
Ama nasıl yarıp geçeceğini bulamadı
I stay
Ben kalıyorum
I pray
Dua ediyorum
See you in heaven far away
Seninle cennette, çok uzakta görüşürüz
I stay
Ben kalıyorum
I pray
Dua ediyorum
See you in heaven one day
Seninle bir gün cennette
buluşuruz
Far away on the other side
Çok uzakta, öteki tarafta
Caught in the middle of a hundred and five
Yüz beşin ortasında
sıkışıp kaldı
The night was heavy
but the air was alive
Gece ağırdı ama hava canlı
But she couldn't find
how to push through
Ama nasıl yarıp geçeceğini bulamadı
Carried away by a
moonlight shadow
Kendini kaybetmişti, bir ayışığı gölgesinden ötürü
Carried away by
a moonlight shadow
Kendini kaybetmişti, bir ayışığı gölgesinden ötürü
Far away on the other side
Çok uzakta, öteki tarafta
Buraya ne yazarsan yukarda en üstte o görünür